ev | (i)., (s)., (z). ev, aile oca??, yuva, mesken; vatan, yurt, memleket; bulunulan yer; melce, s???nak; baz? oyunlarda hedef; (s). eve ait, eve mahsus; (ing). içi?lerine ait; yüre?e i?leyen, derin; oyunlarda hedefe ait; (z). eve do?ru; evde; i?in iç yüzüne veya insan?n vicdan?na dokunarak, tam yerine. home base beysbol ev kalesi; (den). anayurt üssü; merkez. home consumption dahili istihlâk; yurt içinde tüketilen maddeler. home economics ev bilgisi, ev bilgisi ö?retimi. home office idare merkezi; (b.h)., (ing). içi?leri Bakanl???. home port demirleme liman?. home room (talebelerin s?n?ftan s?n?fa dola?t?klar? okullarda) esas dershane; bu s?n?ftaki ö?renciler. home rule muhtariyet, özerklik, bir eyaletin ba??ms?z olarak idare edilmesi. Home Secretary (ing). içi?leri Bakan?. home trade (ing). iç ticaret. at home evde, kendi evinde; memleketinde; al??k?n; kabul günü. come home to çok etkilemek; fark?na varmak. feel at home kendini rahat hissetmek, yad?rgamamak. Make yourself at home. Kendi evinizde imi? gibi hareket edin; rahat?n?za bak?n. | (f). bir hedefe do?ru gitmek; bir hedefe do?ru rota tayin etmek (roket, bomba, mermi); yerle?tirmek, iskân etmek. | |